Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

9. Sınıf Kimya Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 186

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Sayfa 186 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Kimya Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 186

1. Dünya’nın % 70’inin sularla kaplı olmasına karşın içilebilir su kaynakları bunun yalnızca % 1’i kadardır. Sizce bunun nedeni ne olabilir?

  • Cevap: Dünya yüzeyine baktığımızda su kaynaklarının ancak %1’lik kısmı içilebilir temiz su olarak nitelendirilecek özelliklere sahiptir. ”Bu içilebilir temiz su kaynakları nelerdir?” sorusu gelebilir aklınıza. Dünyada içilebilir temiz su kaynaklarının büyük bölümünü yer altı su kaynakları oluşturmaktadır. Bunun yanında buzullar yer yüzündeki tatlı su kaynağının büyük bir çoğunluğunu oluşturmasına rağmen kullanılabilir nitelikte değildir. Tatlı su göllerinden ve akarsulardan elde edilen sularla, yapılan barajlarla, yer altı sularından arıtma ile elde edilen sular içme suyu kaynaklarını oluşturmaktadır.

2. İçme sularının tadının farklı olması neden kaynaklanıyor olabilir?

  • Cevap: Su canlıların yaşam kaynağıdır. Bitki, insan ve hayvanların yaşamlarını sürdürebilmeleri suyun varlığına bağlıdır. Peki suların tadı neden farklıdır. İşte şimdi bunu açıklayacağız. Yağmur suyu  toprağa karışıp kayalardan süzülürken geçtiği yerlerdeki mineraller çözülür ve suyun yapısına geçer. O bölgenin jeolojisine göre yeraltı sularının içerdiği çözünmüş iyon bileşimi değişir. İşte bu şekilde yağmur suyunun almış olduğu minerallerin farklı olmasından dolayı tadı da farklıdır.

3. Hava kirliliğine neden olan etkenler neler olabilir?

  • Cevap:

➜ Sanayi alanları: Sanayi atıklarının doğrudan çevreye akıtılması ve giderlerinin denizlere ulaştırılmasıyla birlikte fabrikalardan çıkan zararlı gazlar da havayı kirletmekte ve canlılığı yok etmektedir.
➜ Termik santraller: Yüksek oranda sarf ettikleri Kükürt dioksit çevreye ve tarım alanlarına havadan zarar vermektedir. Tarım alanlarının verimsizleşerek yok olmasına neden olmaktadır.
➜ Şehirleşme ve sanayi siteleri: Evlerde kirli ve ucuz yakıtların kullanılmasıyla hava kirlenir, şehirleşme sonucunda hava sirkülasyonu binaların arasında gerçekleşmez ve hava daha çok kirlenir. Bununla beraber şehre yakın olan sanayi sitelerinin varlığı ve saldıkları gazlar şehirleri hava kirliliği açısından yaşanmaz hale getirir. Orman ve bitki örtüsünün yanması, sistemsiz ve düzensiz maden ocakları işletilmesi, yanardağlardaki volkanik patlamalar havayı kirletir.

4. Sera etkisi denildiğinde aklınıza ne geliyor?

  • Cevap: Sera etkisi denince aklıma, insan faaliyetleri sonucunda dünyamızın aşırı derecede ısınması ve zarar görmesi geliyor. Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur, böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi denir. Atmosferde bu gazların miktarının artması Yerküre ’de ısınmayı büyük oranda artırır.

5. Ozon tabakasının incelmesinin canlılar üzerindeki olumsuz etkileri neler olabilir?

  • Cevap:

İnsan Sağlığı Üzerinde Etkileri
1.Deri Kanseri, bu hastalığa yakalanmanın en büyük nedeni çok fazla güneş ışınlarına maruz kalmaktır Melonama adı verilen ben kanseri de ozon tabakası incelmesi ile UV ışınlarına maruz kalmaktan ortaya çıkmaktadır. Deri kanseri tüm cilt tipleri için UVB radyasyonuna maruz kalmakla artmaktadır. 2.Katarakt,uzun süreli güneş ışınlarına maruz kalmanın sonucu görmeyi azaltan sürekli körlüğün başlıca nedeni olan gözbebeklerini örten bir göz rahatsızlığıdır. Bu göz hastalığı birçok nedenle oluşsa da yapılan deneylere göre artan UV ışınları ile bu rahatsızlıkta artmıştır.3.Bağışıklık Sistemi, Ultraviyole ışınlarına maruz kalmak insanların bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Bu da insan vücudunu  sıtma gibi enfeksiyon hastalıklarına karşı çok daha hassas hale getirmektedir.

Bitkiler Üzerindeki Etkileri
Bitkinin fotosentez yaptığı esnada karbondioksit almak üzere stomalarını açması sonucu stomalardan ozon girişi olması, bitkinin stomalarını kapatmasına ve fotosentezin durmasına neden olur. Ozon yükseltgenme sonucu bileşimleri etkiler, enerji üretimini engeller ve bitki büyümesini yavaşlatır. Aynı zamanda artan ozon miktarı bitkide çiçek ve meyve miktarının azalmasına, suyun verimli kullanılmasının engellenmesine, hastalıklara, böceklere ve kuraklığa karşı zayıflamaya sebep olur.

Hayvanlar Üzerine Etkileri
UVB ışınları özellikle balık larvası, karides, yengeç, denizkestanesi, fitoplankton ve deniz bitkilerine zararlıdır. Fitoplanktonlar tek hücreli su yosunlarından oluşan, suda yaşayan bir bitki topluluğudur. Bu canlılar atmosfere salınan karbondioksitin yaklaşık %80’i için depo görevi yaparlar. Bunların yok olması karbondioksitin atmosferik konsantrasyonunu ve sera etkisini arttırarak küresel iklimi değiştirir. Ayrıca fitoplanktonlar okyanuslar üzerindeki bulutların oluşumunda önemli bir kimyasal madde olan dimetilsülfoksidi üretirler. Üretimdeki azalma bulut modellerini ve küresel iklimi olumsuz etkilemektedir. Böylece su ekosistemleri üzerinde artan radyasyonun baskısı besin zincirinin önemli bir parçasını oluşturan fitoplankton üretiminde azalma yaratacak, bu da insan besin kaynaklarında azalmalara yol açacaktır.

6. Pillerin çevreye rastgele atılmasının zararları neler olabilir?

  • Cevap: Atık piller diğer atıklarla karıştırılmaması ve ayrı olarak toplanıp çevreye zararının engellenmesi gereken atıklardır. Diğer atıklarla birlikte doğaya bırakıldığında atık pillerin biz insanlara kadar ulaşan zararları vardır. Piller birçok metal iyonu içerirler. Cıva, kadmiyum, kurşun, çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt gibi insan vücudunda toksik etkileri bulunan metaller, pillerin çevreye bilinçsizce atılmasıyla insana ve doğaya zarar verir. Piller içerdikleri maddeler ve metaller doğaya bırakıldıklarında uzun süre yok olmadan kalırlar ve zarar verici etkilerini doğa üzerinde göstermeye başlarlar. Toprakta yer altı sularına ve yetiştirdiğimiz bitkilere karışan zararlı maddelerle sağlığımızı tehdit ederler. Bu şekilde kirlenmiş toprak da su da kullanılmamalıdır. Ayrıca kirli sular havaya karışarak ve sonra tekrar yağmura dönüşerek ekosisteme zarar verirler. Gelişigüzel bir şekilde doğaya atılan piller sadece doğayı değil insanları da tehlike altına sokmaktadır. Zararlı maddeler nörolojik bazı hastalıklara yol açabilir, sinir sistemine zarar verebilir, kanser oluşturabilir, böbrek, karaciğer gibi organları olumsuz yönde etkileyebilir. Sonuç olarak toprağa atılan piller toprağa çok zor karışır ve toprağa karışana kadar geçirdiği süre boyunca hem doğaya hem biz insanlara çok büyük zararlar verir. Dünyaya ve kendimize sahip çıkmak adına atık piller ayrı atık kutularında toplanmalıdır. Buradan da atık piller geri dönüşüme alınarak çevreye zarar vermesi engellenmelidir.

7. Geri dönüşümü yapılan maddeler neler olabilir?

  • Cevap: Plastik ambalajlar, Cam ambalajlar, Kağıt ambalajlar, Metal ambalajlar, Alüminyum

8. Lavabo veya küvetlerde kireç birikintilerinin nedenini ne olabilir?

  • Cevap: Yağmur ile birlikte yeryüzüne ulaşan su, karşılaştığı her madde ile az veya çok etkileşime girer. Topraktan Ca ve Mg elementlerini alır. Bu elementler suyun sertleşmesine yani kireçlenmesine neden olur.Evimizde lavabolarda ve küvetlerde musluktan akan su kullanılır. Musluk suyu arıtılmadığı için sert bir sudur. Ayrıca içerisinde bulunan kireç, farklı sıcaklıklarda farklı hallerde görülür. Lavaboda ve küvette suyun sıcaklığı sürekli değiştiği için kireç, buralarda birikir. Eğer kireç çok fazla birikirse borular kullanıma elverişsiz hale gelebilir.

9. Çevreyi korumak için nelere dikkat etmeliyiz?

  • Cevap: Çevreyi korumak için, en azından bireysel olarak yapılabilecek bir takım önlemler bulunmaktadır. Bir miktar fedakarlık gösterilerek yapılması geleceğimizin temini olan birkaç önlem aşağıda yer almaktadır:

➜ Çöpler, çöp poşetinin ağzını sıkıca bağlandıktan sonra çöp kutusuna atılmalıdır.
➜ Ormanlar korunmalıdır.
➜ Ağaçlara zarar verilmemelidir.
➜ Çimlerin üzerinde ateş yakılmamalıdır.
➜ Hayvanlara zarar vermekten kaçınılmalıdır.
➜ Denizler kirletilmemelidir.
➜ Evcil hayvanların atıkları temizlenmelidir.
➜ Çevremiz sahiplenmeli, değeri ve önemi çocuklara öğretilmeli, büyüklere anlatılmalıdır.
➜ Enerji tasarrufu yapılmalıdır.
➜ Biten piller pil kutusuna atılmalıdır.
➜ Piknikten sonra ateş söndürülmeli ve asla yerde çöp bırakılmamalıdır.
➜ Kâğıt, teneke, cam, pil gibi geri dönüşümü olan maddeler geri dönüşüm kutularına atılmalıdır.

10. Hangi maddeler çevreyi kirletmektedir?

  • Cevap: Kömür atığı çevreyi kirletmektedir. Egzoz atıkları çevreyi kirletmektedir. Sanayi atıkları çevreyi kirletmektedir. Maden atıkları çevreyi kirletmektedir. Evsel atıklar çevreyi kirletmektedir.

11. Ozon tabakası tükenirse insanlar aşırı uv ışınlarına maruz kalırlar. Aşırı UV ışınlarına maruz kalınması cilt kanserlerine, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Aşağıdaki görselleri inceleyerek görselde verilenlerin ozon tabakasının incelmesine etki edip etmediğini yazınız?

  • Cevap

12. Ozon tabakasının insan sağlığı için önemi nedir?

  • Cevap: Ultraviyole (UV) radyasyonun cilt kanseri de dahil pek çok insan sağlığı problemleriyle bağıntılı olduğu bilinmektedir. Cilt kanserinin ana sebebi çok fazla güneş ışığıdır. Güneş yanığı bir sağlık belirtisi olmadığı gibi 18 yaşından önceki birkaç ciddi güneş yanığı daha sonraki yaşam sürecinde cilt kanserinin gelişme şansını önemli ölçüde arttırır. Açık tenli, açık renk saçlı kişiler cilt kanserine yakalanmakta en yüksek riske sahip olmalarına rağmen; tüm cilt tipleri için risk, daha çok UV-B radyasyona maruz kalmakla artar.
    Güneşin yakıcı ışınları gözlere de zarar verebilir. Deliller uzun süreli güneş ışınlarına maruz kalmanın görmeyi azaltan ve sürekli körlüğün başlıca nedeni olan, gözbebeklerini örten kataraktı başlattığını göstermektedir. Ozon tabakasındaki %10’luk sürekli azalma sonucunda küresel olarak her yıl yaklaşık iki milyon yeni katarakt vakasının ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Izdırap veren, fakat genellikle tedrici görüş kaybı olan kar körlüğüne de UV ışınları neden olmaktadır. Artan UV-B’ye maruz kalmak insanların bağışıklık sistemini zayıflatır ve bu da vücutlarımızı enfeksiyon hastalıklarına karşı çok daha hassas hale getirmektedir.

9. Sınıf Meb Yayınları Kimya Ders Kitabı Sayfa 186 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Kimya Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!